
KIYI KİTABI
“Işıkta yıkamalıyım gözlerimi. Işık kaçan her göz,
Kendinde dinlenmeyi ve kendi suyuyla yıkanmayı
Öğrenir çünkü.
Tıpkı boyunlarını kendi gövdelerinde uyutmayı
Öğrenmek zorunda olan kuğular gibi…”

Kitap
Hakkında
Tükürüğün kalsın yanağının içinde,
“Hayır” demeye takati olmayanları öpme
Sen de itişken kalabalıklar gibi
Şehrin tepelerine birikme
Tepelerde tepinip şehrin ağrılarını diriltme
Yedi ağrının yedi tepesinde dikilme,
Sana göre değil bu iş
Çünkü:
Isırırsan ağzın acır senin
Yalarsan zehirlenirsin
Bu şehirde düşen her hâlükârda sensin
***
Biraz daha yükselirsen eğer,
Köksüzlüğün yasını tutmayacağın bir yere gideceksin
Sen artık kendinden ibaretsin sırf sana aitsin sen.
Bu olabilecek en kalabalık, en çok halidir insanoğlunun;
Tadını çok seveceksin. Yeniden birilerinin bir şeyi,
En kıymetli şeyi bile olmayı istemeyeceksin.
İstesen de pek beceremeyeceksin.
Görüşler
“Kıyı Kitabı, okuru, insanoğlunun ruhani yanı, acımasızlığı, bilgisi ve cehaleti ile ilgili bir yolculuğa çıkarıyor. Temelkuran’ın keskin doğa ve insan sezgisi okurlar için çok kıymetli bir hediye.”
World Literature in Review
“Kıyı Kitabı, Baudelaire’in sözcüklerini kullanarak okuyucuyu bir serüvene davet ediyor. Temelkuran, okuyucuyu bir kâşif olmaya çağırıyor, ‘şehri’ terk etmeye ve kendini keşfetmeye. Her şiir kendi başına durabilse de bütün bir metin bu macerayı oluşturuyor. Şiirler hep birlikte modern, şiirsel bir fabla dönüşüyor. Okur, şair ve kâşif bu macerada birbirinde eriyerek ‘bir’ oluyor.”
Deniz Perin, Çevirmen
“Kıyı Kitabı’ndaki öykü, inanılmaz derecede sürükleyici. Bunun nedeni alegorilerin ve metaforların çok güçlü olması. Bu sebeple de okur, ezoterik temalara kapılmak yerine ‘kendini bulmak’ diye adlandırılabilecek bu serüvende kendini kaybediyor. Bu, evrensel bir mesele olan huzursuzluk hissi.”
Poetry International
“Yolculuk tadında olan bu kitap okuru kendi içinde yaşadığı ya da yaşaması gerektiği hesaplaşma ile yüz yüze getiriyor.”