BÜTÜN KADINLARIN
KAFASI KARIŞIKTIR
Bunları oku. denize karşı bir sigara yak. tek şekerli, demli bir çay koy masaya, çok neşeli bir müzik çalsın mutlaka, kapat gözlerini, gülümse, çünkü… bütün kadınların kafası karışıktır. çünkü… bir gün bir anda, bazı kızgınlıklarını unuttuğunun farkına varacaksın, artık pek düşünmediğini, çünkü artık bildiğini anlayıp, ellerini bir klarnet taksimi gibi uzatacaksın, hâlâ kafan karışık olacak, ama artık bunu seveceksin, sevmelisin de. kadınsın…
Kitap
Hakkında
hep böyle olmaz mı? erkekleri salonda bırakıp mutfağa gitmez miyiz? vatanımıza, doğal ortamımıza dönmenin huzuru. neden bir de mutfakta sorulur hal hatır? “nasılsın?” daha kısık ve doğrudan bir sesle, gerçeği duymak ister gibi, salondaki yalanları değil.
kendi dilimizi konuşmanın sevinci bu. hiçbir erkek bilemeyecek bunu; yüzümüz gerçek biçimini alır fayansların önünde.
***
peçete koleksiyonu yaptığımızdan beri kadınız. oğlan çocuklarının yere çivi atarak oynadıkları oyunu öğrenmeye çalıştığımızdan beri de, daha çok. kanamanın ve sevişmenin bununla bir ilgisi olmadı hiç. “hayal dünyası”nda yaşadığımdan beri de, kafam karışık biraz. hiçbir kadının bütünlüklü bir öyküsü olamayacağını düşünüyorum durmadan. çünkü bütünü, bizlerde bir bütün için yola çıkanlar, parçalara böldüler. sonra onlar da bölüdü. öykülerimizi artık kuramıyoruz. hiçbirimizin serim, düğüm ve sonucu olmadı. kadınların, küçük, komik, acı öyküleri vardı. öyle ya, peçete koleksiyonu yapan bir cinsten ne beklenebilir ki?
Görüşler
“Roman, öykü, şiir veya deneme getirmiyor kitap ama aynı zamanda hepsini de getiriyor karşımıza.”
Cumhuriyet Kitap
“Kadınların hayatları akacağı denizi bulamayan nehirler gibi. Temelkuran’ın kurduğu büyülü gerçek ve kurgu labirentinde bu denizi bulmak mümkün oluyor.”
Mine Krause, Çevirmen Edebiyatçı
“Evet, belki öyküler öyle başlar ilk sayfasında…”onun için”…”annem için”…”eşim için”… Vesaire… Ece’nin bu kitabı “için” değil “yüzünden” ! Kanat kıranların yüzünden! Bir solukta okunuyor… Güle ağlaya.”